otlu kafayla alis in wondırlend okumaca! eheheeyyy! (maana çıkarmayın ben koymadım çünkü böhh..)

..evet xD

kendimlen ilgili farketdiim şeylerden biri özellikle son zamanlarda:
masalsığ şeyleri seviyorum doğru, kurguya bayılıyorum kesinlikle! AMA; benim asıl sevdiğim bu masalsıılığın/kurgunun içindeki gerçekçi olan vahşet (götik bakmamaya çalışarak okursanır aslında ne demeye çalışdıımı anlicaanıza eminim O.O) hani olması gereken, gerçek olan acının saklanmaması. çünkü;
 Hepimiz olduğumuz dönemden başka bi dönemde yada olduğumuzdan bam başka bi yerde dünyada olmayı dileriz. nasıl?kim?ne?nerde?neaçıdan? farketmez. ne olursa olsun herkez olandan daha farklısına başka bi yerde duyduğuna/gördüğüne sahip olmayı orda olamyı ister sanki.hani en sevdiğin filmin içinde olmak gibi! kimsenin pek farketmediği bu filmler (örnek olarak filmi aldım devam ediyorum siz kendi istediğinize uyarlayarak anlayın beni) genelde holivud filmi olduundan sonunda mutlu son olucak baariz. ahanda en hasta olunası şey: Star Wars. yada ne biliyim hani anlayın ne demek istediğimi! Benim farketdiğim şey; yani ASIL demeye çalışdığım şey; gerçek hayatı bokdan bulmamızın nedeni o dünyadada var aslında ve benim hoşuma giden şeyde o! hani tabikide mutlu sonları gene istiyorum ama o acısıyla O.O anlatabildimmi O.o..

NEYSE! bunu dememin nedeni paylaşıcağım şeyler bu doğrultuda bakdığınızda aslında o kadarda karanlık değil! ve ben götik karamsar garip biri değilim o.o yanlızca zifiri karanlığın içinden ışığı görmenin daha basit olduğunu düşünüyorum ve azcık garibim. o.o

biliyorum hani kanli pırt hihuuu! fln ama cidden bu resmi ÇOK beyendim be abi o.o ve hani kafanda bunu görüpde belirebilcek hikayeler sonsuz gibin xD (bunu yapiyim diodum işte derste.. x3)

dövmeleri seviyorum ve maali açıdan karşılayabildiim saniyede gidip yaptırcam bi taane hacıı! xD bu hani ilk bakışda nefes kesici bişi değil belki ama yazanı okuyunca gerçekden hoşuna gidiyo. kendisi benim en sevdiğim çizgiroman "Sandman" den gelmekde. ay law Neil Gaiman!!

bu varya bu o.o beni benden alır götürür geride getirmez. The Crow dan illan bahsetmişimdir size yada biliyosunuzdur zaten en sevdiğim filmlerden kendisi! orjinal olarak Çizgiroman aslında ve filmi çekilirken Bruce Lee nin oğlu Brandon Lee (baş karakteri oynuyo) çekiminde ölüyo. hikaye fantastik/romantik bi kurgu ve trajik/gotik bi hikaye karanlık bi film. ama bu film kadarda iyilik dolu bi film bulamazsınızhani karanlık bi film dedim ama RENK olarak evet ama hikaye? kesinlikle mükemmel renklerle dolu! ve bu resim! o kadar O.O öyleki! anlayın işte öf izleyin o.o ve bu evin resmini bi ara postlarım hani sahip olmak istediğim ev! (apartman ve şehrin içinde ama o kadar güzelki O.O kendi dünyamı kurup hiç çıkmam ordan >u<)

bide şunu koymayı ÇOK istiyodum koymassam içimde kaljak;

hi ho hoooo! >u<

QUOTE! rüm quote isterde bendururmuyum hiiç! zaten quote sapııyım! hemen;
"Sometimes it's better to light a flamethrower than curse the darkness." -Terry Pratchett
çeviri: "Bazen bi ateş püskürtücüsünü ateşlemek karanlığa küfür etmekden daha iyidir."


"Let's just say that if complete and utter chaos was lightning, he'd be the sort to stand on a hilltop in a thunderstorm wearing wet copper armour and shouting 'All gods are bastards!'." -Terry Pratchett
çeviri: "Yanlızca diyelimki eyer tam anlamıyla yanıp tutuşan bir kaos çıksaydı, o bi göktelenin tepesinde gökgürültülerinin altına ıslak bakır bi zırf giyerek 'Tüm tanrılar piç!' diye bağırıcak tiplerdendir."
(Terry Pratchett sevdiğim başka bi yazardır bu arada kendisi alzaymırı olan bi yazardır evek.)

neyse sevgiler saygılar! okuduunuz için hontoni arigatou gozaimasu!

You guys ROCK! >3<

-Ayşecüğ.